Ana SayfaYaşamAnneliğin fendi kadınlığı yendi

Anneliğin fendi kadınlığı yendi

-

14 sene önce anneliği ilk defa tattığımda benim de dengem şaşmıştı. Kısa bir süreliğine kendimi anneliğin sarhoşluğuna kaptırmışken, ismimin Papatya olduğunu bile unutup, birinin kızı, birinin arkadaşı, birinin karısı, birinin iş yaptığı insan gibi sıfatların hayatımdaki yerlerini unutmuştum.
Neyse ki bu 1 ay kadar sürdü. Sanırım lohusalık çılgınlığının sona erişi ile ben de normale döndüm.

Etrafımdaki tüm taze annelere aynı tavsiyeyi veriyorum; “Sen halen aynı insansın, şaşırma!”.

Anne olmaya aday olduğundan itibaren, gebelik boyunca beslenme, hareket kısıtlılığı, sosyal hayattaki değişimler, doğum sonrasında emzirme süreci, gebelik kiloları, bebek ile geçirilen zamanlar, sorumluluklar ve yeni öğrenilen yaşam becerileri gibi faktörler sebebi ile bir çok kadından “Kendimi Kadın Gibi Hissetmiyorum” cümlesini duyarız. Bu cümleyi sen de söyledin, ben de söyledim, Zeynep’te söyledi, Merve’de, Fatma’da…. o’da, bu’da…
Peki bunu söylerken “Neden?” dedik mi içimizden?

Gebeliğin başlangıcı ile birlikte algımızda ve duygularımızda oluşan bir “Mükemmeliyetçiliğin” ortaya çıktığını fark ettiniz mi?

En sağlıklı gebe olma, en şık gebe olma, en tombiş bebeği taşıyan en zayıf gebe olma, en zor doğumu yapan en dirençli anne olma, en bol sütlü anne olma, en güzel bebeği doğurma, kimseye ihtiyaç duymadan bebeğine bakabilen anne olma, doğum kilolarını hızlıca veren anne olma, bebek bezini en hızlı bağlayan anne olma, ne de becerikli bir anne olma, gece boyunca uyumayıp ertesi gün ev işlerini de yapabilen anne olma…  örnekleri altı sayfa kadar çoğaltabilirim.

Bu sistem ile inanın bir süre devam edebiliriz. Hepimiz ettik. Yaklaşık 2-3 maksimum 8 ay kadar. Sonra bir sabah, bir öğlen veya bir akşam bir anda bir şey oldu! İçimizdeki o süper kahraman, her işi aynı anda başarabilen anne, yorulmayan anne, her şeye yetişip en güzel hali ile beceren anne birden aynaya baktı ve O DA NE?!? Bu kim yahu?

Daha önce hiç dilinizden “Ben benlikten çıktım!” cümlesi çıktı mı?

Günümüzde anne olma yaşının 30-34 olduğunu düşünürsek, 34 yıldır devam ettirdiğin bir sisteme yepyeni bir sistem getirerek eski sistemi tamamen devre dışı bıraktığında genel yapıda kısa devreler olmamasını beklemek gerçekten hayal olacaktır.

Anne olmanın kutsal büyüsü ile birlikte kendine süper kahraman yeleği diken her kadın gün gelip yeleksiz de bir çok şeyi -olması gerektiği gibi – yapabileceğini fark edecektir.

Aynı anda her şeye koşturmak ve her şeyi mükemmel yapmaya çalışmak yerine, aynı anda anne, kadın, eş, iş kadını olduğunu anımsayıp her görevi yeteri kadar yapmanın daha sağlıklı ve olması gereken olduğunu kavramalıyız.

Çocuk yetiştirme ile ilgili okuduğum ve halen başucumda duran bir kitapta “İnsanlar da, ebeveynlik yöntemleri de farklıdır, kendinizi diğer bir ebeveyn ile kıyaslamayın, çocuğunuzun da kıyaslamasına izin vermeyin” yazıyordu. Türk toplumunun en kötü alışkanlıklarından biri genelleme huyu.

“Görümcenin çocuğu 2 yaşında bezi bıraktıysa ve seninki halen 3 olmasına rağmen tuvalete çiş yapamıyorsa vay haline..!” inanışını kırmalı ve mükemmelin yapabildiğimizin en iyisini denediğimizden emin olduğumuz noktada var olduğunu kabullenmeliyiz.

Papatya Somer