İnsanoğlu var olduğundan bu yana milyonlarca mikroorganizmayla dostça yaşamı sürdürmektedir. Bu çok sayıda mikroorganizma ile birlikte dostça yaşamımızı sürdürmek için onları korumalı ve iyi bakmalıyız.
Bu mikroorganizmaların içinde kendisi küçük işlevi büyük dostlarımız probiyotikler de var. Peki probiyotiklerin faydaları neler? Nasıl keşfedildiler? Hangi besin kaynakları probiyotik bakımından zengin?
Probiyotikler nasıl keşfedilmiştir?
Rus araştırmacı Metchnikoff yıllar önce Bulgar köylülerinin daha uzun yaşadığını fark etmiş ve araştırmaları sonucunda bu köylülerde ayırıcı noktanın yoğurt tüketmeleri olduğunu keşfetmiş. İncelemeler sonucunda bir çok hastalık yapmayan hatta vücuda yararlı mikroorganizma bulunmuş.
Başta anne sütü olmak üzere, kefir, ayran, yoğurt, peynir gibi fermente ürünler probiyotik açıdan çok önemli kaynaklardır.
Bu arada sadece probiyotik almak yetmeyebilir. Ayrıca bu bakterilerin aktivitelerini artıran PREBİYOTİK adı verilen sindirilemeyen karbonhidratlar vardır. Prebiyotikler toksik bakteri reaksiyonlarının baskılayarak kanser riskinin azaltılması, bağırsak pH’ını düşürerek kalsiyum ve magnezyum emiliminin artırılması, kabızlığın önlenmesi gibi kalın bağırsaklarda diğer bir çok faydalı etkiye sahiptir. Başta anne sütü olmak üzere enginar, kereviz, pırasa, kuşkonmaz, muz, soğan, sarımsak, soya fasulyesi, arpa, çavdar gibi besinler iyi prebiyotik kaynaklarıdır.
Probiyotiklerin faydaları nelerdir?
- Bağırsak florasını korur ve bağırsak sistem enfeksiyonlarına karşı direnç oluştururlar.
- Bağışıklık sistemine destek verirler.
- Laktoz şekerinin emilimini onu parçalayan enzimi aktive ederek artırırlar.
- Kanser yapan öğeleri bağlayarak antitümör etki gösterirler.
- Kan yağlarını azaltır.
- Genetik olarak alerjiye yatkın kişilerde alerji eğilimini azaltır.
- K vitamini sentezlerler.
Beslenmemize mutlaka probiyotikleri ve onların harika gıdaları prebiyotikleri eklemeliyiz.