Okullar açılırken, özellikle çocukları ilkokula yeni başlayacak velilerin okul ve aile iletişimi konusunda beklentileri farklı olabiliyor. Okula yeni başlayan çocuk heyecan yaşarken ebeveynleri de heyecanlanıyor. Öğretmen, çocuk ve ebeveyn arasında iletişimin doğru ve iyi temellere dayanması, iş birliği ise gerek çocuğun gerek ise ebeveynlerin okul dönemini daha rahat geçirmesini sağlıyor. Çocuk öğretmene hem sınıf içi düzeni bozmayacak ve anlatılanları dinleyecek kadar saygı duymalı, hem de bir sıkıntısı olduğunda yanına gidecek kadar sevgi beslemeli. Tüm bunların oluşabilmesinde ise bir diğer önemli nokta öğretmenlerin ebeveynlerden beklentileri. Okul ve aile iletişimi nasıl olmalı konusunda velilerin bilmesi gereken bazı noktalar ise şöyle.
Ebeveynler çocuklarının birincil rol modelidir
Çocuklar okula başladıklarında pek çok iyi ve kötü davranış öğrenirler. Sosyal çevre içinde öğrenilen küfür etmek gibi olumsuz davranışlar da buna dahildir ki bu evrensel bir durumdur. Bu kurallı ortama girmek kimi çocuk için oldukça zor olurken kimi için daha kolaydır. Okul yaşına kadar, anne ve babasına özenen, onları özdeşim modeli alan çocuğun, okula başladığında artık yeni kahramanı öğretmenidir. Ancak ebeveynlerin çocuğun birincil rol modeli olarak görevi ergenlik dönemine kadar devam eder. Çocuğunuzun öğrenmesini istediğiniz şeyi kendiniz de yaparak veya başka bir şekilde modellemek önemlidir. Çocukların evde aldıkları temel, diğer tüm ortamlarda okul, sosyal yaşam olarak hayatlarını etkilediğinden, “okulda öğrenir” düşüncesinde olmadan iyi bir davranım rol modeli olmaya devam edilmelidir. Örneğin, evinde hiçbir aile ferdinin kitap okuduğunu görmeyen çocuk büyük olasılıkla kitap okumaya ilgi duymayacaktır.
Disiplin saygıyla ilgilidir
Ebeveynler çocukların kişisel sorumluluk ve iş birliğini öğrenmeleri için açıkça tanımlanmış sınırlara ve tutarlı beklentilere sahip olmalıdır. Çocuğun erken yaşta sorumluluk bilincini öğrenerek bu şekilde yetişmesi ileride “Derslerini yap”, ”Hâlâ ödevini yapmadın” kavgalarının da önüne geçecektir. Özellikle ergenlikte yaşanabilecek sıkıntıları engellemek için bu bilincin erken yaşta verilmesi, bunu verebilmek için de ailenin tutarlı ve dengeli bir disiplin uygulaması önemlidir. Birçok anne baba genel olarak iş ve günlük yorgunluk nedeniyle rutinler yapılması gerekenler söz konusu olduğunda daha esnek davranırlar. Bu durumda çocuklar da fırsatı değerlendirerek bildiklerini okumaya çalışırlar.
Kötü okul ve aile iletişimi çocuğu okuldan soğutabilir!
Ebeveynler akademik başarıya çok fazla odaklanırlarsa çocuklarının okulda tam tersi başarısız olmalarına neden olabilirler. Bir çocuğun başarısızlığına nasıl tepki verildiği onun tüm yaşamı boyunca başarısızlığa karşı tutumunu oluşturabilir. Bu sebeple akademik başarı değerlendirilirken aileler ilk önce kendi karnelerini değerlendirmelidir. Çocuğa notları konusunda abartı baskı yapılmamalı ve notlardan ziyade gösterdiği çabaya odaklanılmalıdır. Bunun için öğretmen ile durum değerlendirilmeli her iki tarafta yapılması gerekenleri bilmeli ve çocuk stres yükünden uzaklaştırılmalıdır. Aksi durumlarda çocuğun okuldan soğuması, notlarının düşmesi ve hatta daha ileri boyutlarda varan sonuçlar gözlemlenebilir. Ders çalışma ve ödev yapma konularında doğru yaklaşım önemlidir.
Çocuklarınız sizinle olmadığında farklı davranabilir
Çocuklar çevrelerine, beklentilerine ve sonuçlarına göre davranışlarını değiştirdiklerinden evde ve okulda aynı davranmayabilirler. Bu onların davranışlarını ailelerinin görmeyecekleri ortamlarda değiştiği anlamına gelir. Çocuklar sezgisel olarak, kendileri gibi yüzlerce çocuk arasında oldukları okulda, ilgi odağı olamayacaklarını anladıklarında davranışları değişiklik gösterir. Bu sebeple aileler öğretmenler ile iş birliği içinde olmalıdır.
Tüm eğitim sorumluluğu öğretmene bırakılmamalıdır
Ebeveynlerin çocukları için en iyi okul ve öğretmeni seçme çabası bazen aylarca sürer. Ancak bu aşamadan sonra veliler rollerinin orada sona erdiğine dair hatalı düşünceye kapılabilirler. Oysa çocuğun iyi, uzun süreli çalışma ve kişisel gelişim alışkanlıklarını geliştirme şansı hâlen sadece ebeveyn tarafından desteklenebilecek bir durumdur.
Öğretmenlerin çoğu her gün her çocukla sosyal bağ kuramayabilir
Okulda çok sayıda öğrenci olduğundan öğretmenler her gün sizin çocuğunuz ile özel bağlantı kuramayabilir. Öğretmenin tüm çocuklara bireysel olarak dikkat etmesi fiziksel olarak imkansızdır. Öğretmenler sınırlı kaynaklarını en çok ihtiyaç duyan çocuklarda kullanmaya eğilimlidir. Bunu bekleyen bir ebeveyn, bir defa daha gerçekçi bir şekilde düşünmelidir. Bu gibi durumların önüne geçebilmek için ise ebeveynler çocuklar ile sık sık sohbet etmeli gerektiğinde öğretmene bilgi vermelidir. Sınıf mevcudunun 10-15 kişi ile sınırlı olduğu okullarda bu sosyal bağı kurmak daha mümkünken 30 -35 ve daha fazla mevcutlu okullarda bu sosyal bağın kurulması çok da mümkün değildir. Bu nedenle özellikle kalabalık sınıflı okullarda okul ve aile iletişimi daha iyi oluşturulmalıdır.