Ağız-diş sağlığının yaşam boyu sürmesi erken çocukluk döneminde kazanılan doğru beslenme ve diş fırçalama alışkanlıkları ile sağlanabilmektedir! Halk arasında “Biberon çürükleri” olarak bilinen ve ne yazık ki ülkemizde çok yaygın olarak karşılaştığımız erken dönem çocukluk çağı çürükleri, birçok toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da yanlış beslenme alışkanlıklarına ve ağız diş sağlığı bakımının özellikle bebeklik döneminde neredeyse hiç yapılmıyor olmasına bağlı olarak gelişmektedir.
Biberon çürüğü nedir?
Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi, diş çürüklerine de bakteriler neden olmaktadır. İlk diş sürmesinden itibaren ağız ortamında çürük yapıcı bakteriler bulunur. Bu bakterilerin ağız ortamında bulunması engellenemez ancak doğru ve düzenli bir ağız diş bakımı ile bu bakterilerin çürük yapıcı özellikleri engellenebilmektedir.
Günümüzde bu bakterilerin doğumdan itibaren anneden çocuğa geçişi bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu nedenle erken dönem çocukluk çağı çürüklerinden korunmada annenin, bebeğine olduğu kadar kendi ağız diş sağlığı bakımına da özen göstermesi büyük önem taşımaktadır.
Diş çürüğünün gelişmesinin matematiksel bir formülü vardır:
Konak (Diş) X Mikroorganizma (Bakteri) X Karbonhidrat (Şeker) X Süre = ÇÜRÜK
Eğer bu formüldeki etkenlerden biri elenirse sonuç “0” olur yani çürük oluşmaz. Konak yani “Dişler” hayatımızın yaklaşık olarak 6. aydan itibaren ağız ortamına sürmeye başlarlar. Dişlerin ilk sürmeye başlamasından itibaren ağız ortamında bakteriler de kolonize olmaya yani bulunmaya başlarlar. Bu kaçınılmaz bir durumdur. Bu bakterilerden bazıları diş çürüğüne neden olurken, bazıları hiçbir hastalık yapmadan yaşamını ağız ortamında sürdürür. Çürük oluşumuna neden olabilen Şeker, yediğimiz hemen hemen her yemekte bulunur. Şekerin çürük yapıcı olması için mutlaka “şeker” olarak tüketilmesi gerekmiyor, yediğimiz her yemek içerisindeki şekerin yani karbonhidratın çürük yapıcı potansiyeli vardır.
Bu durumda bunun da tamamen engellenmesi imkânsızdır. Ancak zararlı yapıdaki şekerin kullanımı sınırlandırılabilinir. Dolayısıyla bizim bu formülde etkili olabileceğimiz ve çürüğün oluşumunu kesinlikle engelleyebilecek tek etken “süre”dir. Eğer doğru zamanda doğru ve düzenli olarak dişler fırçalanırsa, diş çürüğü oluşumunun engellenmesi kesinlikle mümkün olabilmektedir.
Bakteriler bebeğin ağzına nasıl bulaşır?
Çürük yapıcı özellikleri çeşitli bilimsel deneyler ile kanıtlanmış olan bakteriler bebeğin ağzında yukarıda da belirtildiği gibi ilk diş sürmesinden itibaren bulunur ancak bu bakterilerin aynı zamanda bebeğe en yakın kişi olan anneden bulaştığı da bilimsel olarak bilinmektedir. Özellikle çürük deneyimi fazla olan annelerin çocuklarında da çok sayıda çürük görüldüğü bilinen bir gerçektir. Bu nedenle annelerin kendi ağız diş sağlıklarına dikkat etmeleri, çürük dişlerini tedavi ettirmeleri bu geçişin engellenmesinde büyük önem taşır. Ayrıca annelerin çocuklarına mama verirken mamanın ısısını kontrol etmek için aynı kaşığı kullanmaları ya da besinleri önce kendi ağızlarında soğutup ya da yumuşatıp bebeklerine vermeleri ya da bebeklerini bebeğin ağzına yakın yerlerinden öpmeleri bu bakteri geçişini çok kolaylaştırmaktadır.
Biberon çürükleri nasıl oluşur?
Bebekler, doğumlarını izleyen altıncı aydan sonra ilk süt dişlerinin ağızda belirmesi ile birlikte katı beslenmeye geçerler. Ancak bu dönemde süte de gereksinim duydukları için, biberonla süt içerler. Özellikle gece uyumadan hemen önce veya uyku sırasında biberonla içilen sütün bebeğin dişlerinde biberon çürüğü gelişimine neden olabilmektedir.
Bazı aileler besleyici değerini arttırmak ya da çocuğun sakinleşmesini kolaylaştırmak amacı ile süte bal, pekmez ya da şeker gibi tatlandırıcılar katarlar. Bu durum biberon çürüğü gelişimini iyice hızlandırmaktadır. Biberonla verilen süt, uykuya geçildikten sonra dişlerin üzerinde birikmektedir. Uyku sırasında tükürük salgısı da azaldığından dişler hiçbir şekilde temizlenememekte ve ağızda dişlerin üzerinde daha önceden var olan çürük yapıcı bakterilerin asidik bir ortam oluşturmasına neden olacaktır. Bu asitler dişlerin tüm yüzeyini kaplayan mine yapısının mineral yapısını bozarak, önce tebeşirimsi beyaz renkte lekelerin görülmesine, daha sonra da “biberon çürüğü” olarak tanımlanan sarı kahverengi renkte çürüklerin oluşmasına neden olmaktadır. Bu çürükler önce üst çenedeki kesici dişlerin ön yüzlerinde başlar, daha sonra diğer dişlere yayılır.
Burada unutulmaması gereken en önemli noktalardan biri, sütün doğal bir şeker olan laktoz içerdiğidir. Bu nedenle süt içerisine bal, pekmez ya da şeker katılmasa da içerdiği laktoz nedeniyle gece boyunca tüketildiğinde yine çürük gelişimine neden olabilmektedir. Bu nedenle 1 yaşından itibaren gece boyunca su dışında anne sütü dahil bebeğin (süt, meyve suyu, rezene çayı vb) herhangi bir şey tüketmesine izin verilmemelidir. Ayrıca emziğin bala, reçele ya da pekmeze batırılarak verilmesi de biberon çürüklerinin gelişiminde çok etkili olabilmektedir.
Biberon çürükleri nelere yol açabilir?
Biberon çürüklerinin oluşmasına neden olan bakterilerin zararlı etkileri, süt dişlerinin geçirgen yapıları nedeniyle kısa bir sürede dişlerin sinir dokusuna ilerler ve dişlerin kısa sürede iltihaplanmasına neden olurlar.
Gelişen bu diş enfeksiyonları, çocuğun ağrı duymasına, özellikle yemek yerken huzursuzlaşmasına, düzenli uyku uyuyamamasına neden olmaktadır. Bu enfeksiyon ayrıca uzun süre kalırsa zaman içerinde süt dişlerinin altında gelişmekte olan sürekli diş germlerinin de zarar görmesine neden olabilmektedir.
Özellikle üst çenedeki kesici dişlerden başlayan biberon çürüğü, bu dişlerde büyük madde kayıplarının meydana gelmesine neden olur. Bu durum da çocuğun ağız diş sağlığıın bozulmasının yanı sıra, aynı zamanda çocuğun konuşmasında ve estetik görünümünde de bozukluklara neden olduğundan özellikle yuva dönemindeki çocuklarda ciddi psikolojk problemlere de olabilmektedir.
Biberon çürüğü olan çocuk, hiç hazır olmadığı çok erken bir dönemde yaşına göre oldukça zor olan dolgu, çekim gibi tedavilerle karşılaşırlar. Çoğu zaman küçük yaşlarda bu tedavilerin normal diş ünitesinde yapılabilmesi mümkün olamayacağından bu tedavilerin genel anestezi altında yapılması gerekebilmektedir.
Doç. Dr. Şule Kavaloğlu Çıldır
Çocuk Diş Hekimi