Ana SayfaPsikolojiÇocuk PsikolojisiÇocuğa ölüm durumu açıklanırken nelerden kaçınılmalı?

Çocuğa ölüm durumu açıklanırken nelerden kaçınılmalı?

-

Çocuklar, gelişim dönemlerine göre ölüm kavramı farklı algılar. Bu sebeple çocuğa ölümü açıklarken yetişkinlerin kaçınmaları gereken bazı durumlar vardır. Yetişkinler için en zor anlardan biri, yakın çevrede bir ölüm olduğunda bunu çocuklara nasıl anlatacakları ve ölümü nasıl tarif edecekleridir. Ölüm yaşanması kadar konuşulması da zor olan konulardan biridir.

Okul öncesi dönemdeki çocuklar ölümü tam olarak anlamlandıramasalar bile dil gelişimleri başladığı andan itibaren ölümle ilgilenmeye ve soru sormaya başlarlar. Çocukların ölümü algılayışı ve kayba vereceği tepki, çocuğun yaşı, gelişim düzeyi ve daha önce ölüm olayı ile karşılaşıp karşılamaması ile yakından ilgilidir.  Çocuklar ölüm olayı ile çeşitli şekillerde karşılaşırlar. En sık karşılaşma biçimi televizyonda ölüm ve öldürme sahnelerini görmesi, yakın çevrede birisinin ölümü veya sokakta ölmüş bir hayvana rastlama şeklinde olur. Yaşlara göre ölümün nasıl algılandığı, çocuklara nasıl anlatılması gerektiği önemlidir. Ölümün geri dönülmezliği, evrenselliği ve bir neden sonucunda ortaya çıktığı yaklaşık 7 yaşından sonra çocuk tarafından algılanmaya başlanır. 

Çocukların gelişim dönemlerine göre ölümü algılama şekilleri şöyledir;

0-2 Yaş: Anlama yeteneğine sahip değildir, ama bağlandığı kişiden ayrılma durumunda ayrılık anksiyetesi yaşar.

3-6 Yaş: Ölümü geçici ve geri dönülür bir olay gibi algılar. Bencildir, sevdiğinden uzaklaşmayı kendine verilen ceza gibi veya kötü davranışının ölüme neden oluşu olarak algılar.

7-10 Yaş: Geri dönülmez, sona erme olarak görülür. Kendi yaşamının sona ereceğini kavrayamaz.

11-13 Yaş: Sona erme olarak görür.

14-18 Yaş: Soyut biçimde ölüm olgusunu kavrar.

Çocuğa ölüm nasıl söylenmeli?

  • Ölüm olayı çocuğa aktarılırken bunu çocuğun anne, baba ya da çocuğa duygusal olarak yakınlığı olan birinin söylenmesine özen gösterilmelidir.
  • Söylenen yer çocuk için önemli olmaktadır, bu nedenle sakin bir odanın bulunması, çocuğun oturtulması önerilmektedir.
  • Çocuğa olup bitenlerle ilgili bilgi verirken doğru ve somut bilgilerin verilmesine dikkat edilmelidir.
  • Çocuğa açıklama yaparken açık ve doğru bilgileri, çocuğun yaşına uygun bir dil kullanarak aktarın. Vereceğiniz haber için çocuğu önceden hazırlayın. Mesela; babası ölen bir çocuğa haberi vermeden önce çocuğu buna hazırlamak için “Sana, babanla ilgili üzücü bir haber vereceğim” denilebilir.

Çocuğa durum şu şekilde açıklanabilir: “Öldüğümüzde artık nefes almayız, kalbimiz durur (çocuğun kendi kalbinin ve sizin kalbinizin atışını hissetmesine izin verin), saçlarımız ve tırnaklarımız artık uzamaz.

Çocuğa ölümü açıklarken yetişkinlerin kaçınmaları gereken bazı durumlar:

O, derin bir uykuya daldı: Ölüm bir uyku değildir. Ölümün bir uyku olduğu söylenen çocuk, ölen kişinin bir gün kalkıp geri döneceğine inanır. Oysa böyle bir davranışla yetişkinler belki kabullenilmesi zor olan bir hususun öğrenilmesini sadece geciktirmektedirler. Dolayısıyla onları bir beklenti içine soktuklarından onların kaygılanmasına neden olmaktadırlar. Buna ilave olarak, böyle bir izahı duyan çocuk, kendisi yatağa gittiğinde korkar ve kaygı duyabilir. Çocuklardan bazıları da ölen kişinin uykudan kalkamayacağı gibi, kendilerinin de kalkamayacaklarından korkup kaygıya kapılabilirler. Sonuç olarak, herhangi bir kişi öldüğünde yetişkinlerin ölme ve ölüm gibi kelimeleri kullanmaktan kaçınmamaları ve tereddüt etmemeleri gerekir.

O seyahate çıktı: Başka bir örnek de yetişkinlerin ölen yakınları için, onun uzun bir seyahate çıktığını söyleyerek çocukları avutma yoluna gitmeleridir. Bu da hem çocukluk yıllarında hem de muhtemelen ileriki yıllarda çocuğun psikolojik yapısını bozabilir. Örneğin; babası ölen bir çocuğa babasının seyahate çıktığı söylendiğinde, yıllarca çocuk, babasının eve ne zaman geleceği konusunda bir ümit ve kararsızlık içinde yaşar. Daha sonra acı durum ortaya çıktığında çocukta, bu sefer bir terk edilme ve dışlanma duygusu ortaya çıkar. Tabi çocukları bu tür basit ifadelerle aldatmak kolay değildir. Zira onlar, bu tür olaylar karşısında “Eğer babam beni çok seviyorsa, o halde neden bu kadar uzun zamandır geri gelmiyor”? Veya “Eğer babam geri dönecekse, niçin bu insanlar bu kadar ağlayıp duruyorlar ya da üzülüyorlar?” diye bu durumu kabul etmemekte direnir.

Hastalıktan dolayı öldü: Bazen de büyükler ölen bir kişinin bir hastalıktan dolayı öldüğünü ileri sürerler. Örneğin “anneannen hastalıktan dolayı öldü” demek, belki birçok yetişkin için son derece normal bir ifadedir. Ancak uzmanlar, ölümün bu tür izahının çocukların zihin sağlığı açısından zararlı olabileceğini ileri sürmektedirler. Her ne kadar ölümü bu yolla açıklamak oldukça doğal olsa da, böyle bir izahın çocuklar açısından bazı psikolojik rahatsızlıklara neden olabileceğini de göz ardı etmemek gerekir. Zira çocuklar hastalandıklarında kendilerinin de ölebileceğini düşünebilirler. Çoğu küçük çocuk, kavramsal olarak hastalıkla ölüm arasındaki ilişkiyi anlamayabilir. Çünkü onlar az, orta ya da ağır ve ölümcül hastalıklar arasındaki farkı kavrayamayabilirler. Sonuç olarak, hasta olma ve ölüm ilişkisi sadece çocuğun zihninde ölüm korkusunun yoğunluğuna hizmet eder.

Unutulmamalıdır ki çocuklar, büyüklerin ölümle ilgili açıklama ve örnekleri üzerine birçok korkutucu hayal ve fantezi üretebilirler. Bu nedenle yapılan açıklamalarda sözcük ve benzetmelere çok dikkat edilmesi gerekmektedir.

Gelişim Psikoloğu Sena Kaçar
SENS Gelişim Akademisi

Kaynakça

Ekşi, A. (2011). Ben Hasta Değilim  ‘Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarının Psikososyal Yönü’  Nobel Tıp Kitapevleri. İstanbul.

Yörükoğlu, A. (1985). Çocuk Ruh Sağlığı. Özgür Yayın Dağıtım. İstanbul.