Ana SayfaEtkinlikÇocuklar için masallar, masal videoları

Çocuklar için masallar, masal videoları

-

Çocuklar için masal, doğumdan itibaren onların dil ve zekâ gelişimlerine katkı sağlayan önemli bir unsurdur. Bebeğe masal anlatmak, nini söylemek ebeveyn ve bebek ilişkisini pekiştirir. Bebekler açısından uyku öncesi masal dinlemek onu rahatlatır ve uykuya dalmasını kolaylaştırır. Çocuklar için masallar anne bebek bağlanması açısından da önemlidir. Baba ve annenin çocuk ile daha fazla, huzurlu vakit geçirmesine olanak tanır, bebeklerin ruhsal ve özellikle zekâ gelişimlerinde önemli rol oynar.

Çocuklar için masallar

Gelelim çocuklar için masallara. İlk iki masal 0,1, 2, 3 yaş masalları, sonraki üç masal ise 3,4,5,6 yaş masalları olarak düşünülebilir. Bu çocuğun zevkine, algı düzeyine göre de farklılık gösterebilir. Meselâ; Anlamdan ziyade seslere odaklanan bir bebek hepsinden hoşlanabilir. İster videoyu dinletin, ister iki yaş üstü çocuklara seyrettirin, isterseniz yazılı masalı siz okuyun. Seçim sizin.

1- Miniş Rüyalar Ormanında

Bir varmış bir yokmuş…

Küçücük, şirin bir kasabada, adı gibi küçük bir kız yaşarmış. Bu kızın ismi Miniş’miş.
Miniş, çok mutlu bir çocukmuş. Renkleri, doğayı, çiçekleri de çok seviyormuş.

Miniş bir sabah arkadaşlarıyla çok güzel vakit geçirmiş, birlikte oyunlar oynamışlar. Biraz yorulunca da evlerinin bahçesine gelip, çimenlere uzanmış. Dışarıda hafif bir rüzgâr, ağaçları hışırdatıyormuş. Ağaçlar hışır hışır öyle güzel hışırdamış ki Miniş’e ninni gibi gelmiş. Bir süre sonra Miniş uyuyakalmış.

Miniş, uyur uyumaz kendini rengârenk ağaçları olan bir ormanda buluvermiş. Pembe, sarı, mor, kırmızı. Bu ormandaki ağaçlar çok büyük ve de çok renkliymiş.  Kendi kendine “Burası çok güzel, neredeyim ben?” demiş. İşte tam bu sırada, bir ses duymuş; “Burası Rüyalar Ormanı”.

Sesin nereden geldiğini anlayamayan Miniş kalkıp yürümeye başlamış. İlerideki çalıların hareket ettiğini görmüş, sessizce, yavaş yavaş, dikkatli bir şekilde yaklaşmış. Tam çalıları aralamış ki, o ses yeniden duyulmuş. Bu defa da ses; “Rüyalar Ormanına Hoş Geldin” demiş.

Miniş “Kim konuşuyor? Siz de kimsiniz?” diye seslenmiş.
Bir anda çalılar aralanmış ve karşısına sevimli mi sevimli bir ayıcık çıkıvermiş. Ayıcık,”Merhaba! Benim adım Bonbon, senin adın ne?” demiş. “Merhaba, benim adım da Miniş”.

Sevimli, eliyle ileriyi işaret ederek, “Miniş bak şuradaki nehirde oynayanlar benim kardeşlerim. Sen de bize katılıp oynamak ister misin” diye sormuş.  Ayıcıkların oyunları gerçekten çok eğlenceliymiş. Miniş ile  diğer ayıların yanına koşarak gitmiş. Birlikte nehre girmişler, suda baloncuklar yapmaya başlamışlar sonra o baloncuklar birbiriyle birleşip o kadar büyümüş, o kadar büyümüş ki Miniş ve ’yu bulutlara uçuruvermiş. Oradan da ağaç dallarından kayarak tekrar nehre varmışlar. Sarmaşıklara tutunup oradan oraya dans edip, birlikte rengârenk yapraklar toplamışlar.

Tüm gün çok eğlenen Miniş ve ayıcıklar sonunda acıkmışlar. O sırada yanlarına gelen anne ve baba ayı taşıdıkları sepetten renkli yiyecekler çıkarmışlar. Anne ayı: “Alın bakalım, size taze meyveler topladık. Çilek, muz, elma, incir.” demiş.  Ayıcıklar meyveleri yemiş. Ama Miniş yemek istememiş. Meyveleri sevmediğini söylemiş.

Bunu duyan anne ayı “Oyun oynarken çok enerji harcadınız. Meyveleri kaybettiğiniz enerjiyi yeniden kazanmanız için getirdim. Bu meyvelerde vücudunuza gereken bol bol vitamin” diye eklemiş.

Kendini yorgun hisseden Miniş düşünmüş ve anne ayıya hak vermiş. O da meyvelerden yemiş. Yedikçe kendini daha iyi hissetmiş.Karınları doyan ayıcıklar için artık eve gitme vakti gelmiş. Bu güzel günün ardından birbirlerine el sallayarak vedalaşmışlar. Ayıcıklar tam da evin yolunu tutuyorlarmış ki, Miniş birdenbire annesinin sesiyle uyanıvermiş; “Miniş uyan canım bugün hep birlikte ormana pikniğe gidiyoruz” demiş annesi. Miniş duyduklarına inanamamış. Acaba Bonbon ve ayıcıkları görür müyüm orada?” diye düşünmüş.

Hemen kalkıp giyinmiş ve kahvaltı masasına koşmuş. Kahvaltı bitince Miniş’in annesi ve babası meyvelerle dolu piknik sepetini arabaya yerleştirmişler. Miniş heyecanlı bir şekilde arabaya biniyormuş ki meyve sepetine görmüş. Bu sepet rüyasındaki anne ayıcığın sepetiymiş. Çok şaşıran Miniş, anne ayının dediklerini anımsayarak piknikte annesinin sunduğu meyveleri geri çevirmeden yemiş. Çünkü meyvelerin onun için yararlı vitaminlerle dolu olduğunu artık biliyormuş.

2-Pamuk şeker ve arkadaşları

3-Tilki ve Kuyruklu Yıldız

Bir varmış, bir yokmuş…

Uzayın derinliklerinde diğer tüm gezegenlerden uzakta meraklı mı meraklı bir kuyruklu yıldız yaşarmış.

Bu yıldız güneşten saklanır, aydan utanır sadece geceleri ortaya çıkar, arkadaşlarına dünyaya gitmek istediğini anlatır hayallere dalarmış. Arkadaşları ise onu dünyaya çok yaklaşmaması yönünde sık sık uyarırmış.

Çekingen kuyruklu yıldız bir gece tüm cesaretini toplamış ve Dünya’ya yaklaşmış. Mavi beyaz görünen dünyanın tepesinde rengârenk ışıklar varmış.

Kutup ışıklarının dansını yakından görmek isteyen Kuyruklu Yıldız birden dengesini kaybederek hızla dünyaya düşmüş. Gözlerini açtığında karlar üzerinde yatıyormuş. Gökyüzündeyse az önce gördüğü renklerin dansı varmış.

Kuyruklu yıldız zıplayarak tekrar göğe yükselmek için kuyruğuna yüklenmiş. Fakat düşerken kuyruğunu kaybetmiş. O sırada yanına yaklaşan Tilki “Bir şey mi kaybettin” diye sormuş.

“Evet, kuyruğumu arıyorum, o olmazsa evime dönemem” demiş.

Tilki kıs kıs gülmüş, çünkü Yıldızın kuyruğu kendisindeymiş. Yıldızı duymazdan gelen Tilki ona  “Buraya neden geldin” diye sormuş.

Kuyruklu Yıldız ” Dünya çok güzel yakından bakmak istedim ama çok yaklaştığım için düştüm” demiş.

Tilki “ Yukarıdan bakınca dünya çok güzel gözüküyor olabilir ama benim için öyle değil” demiş.

Kuyruklu Yıldız şaşırmış ve merak etmiş. Bu kadar güzel bir yerde nasıl mutsuz olunabilir diye düşünmüş. Fakat Tilki’nin sözlerine bakılırsa durum ciddiymiş.

“Nedir seni bu kadar üzen” diye sormuş Tilki’ye.

Tilki “İnsanlar her yere ev yapıyor bu yüzden bizim yaşadığımız ormanlar o kadar daraldı ki yemek bulamıyoruz” demiş.

Bunu duyan yıldız çok üzülmüş. Durup Tilki ile sohbet etmek istemiş ama sabah olmak üzereymiş. “Güneş doğmadan eve dönmeliyim” diye iç geçirmiş ve Tilki’ye seslenmiş “Kuyruğumu bulmama yardım eder misin?”

Tilki “ Aslında kuyruğun bende ama sana vermek için bir şartım var, kuyruğuna karşılık sen de yaşadığım ormanları insanların yok etmesini önleyeceksin” demiş.

Bunu nasıl yapacağımı bilemeyen yıldız bir süre düşünmüş ve aklına bir fikir gelmiş.

Tilki’yi çağırmış ve planını anlatmış. Kuyruğundaki yıldız tozlarını ormanların çevresine serperim insanlar bu çizgileri geçerek ormanlara girip ev yapamazlar demiş. Fikir Tilkinin de hoşuna gitmiş.

Yıldıza kuyruğunu vermiş. Yerden biraz yükselen Kuyruklu Yıldız tüm ormanların çevresini gezmiş ve kuyruğundaki tozları serpmiş. O günden sonra insanlar ormanlara zarar verememiş. Diğer hayvanlar ve Tilki yardımı için Kuyruklu Yıldıza teşekkür etmiş. Artık özgürce dolaşacakları ormanlar güvendeymiş.

4- Şoli ve 102 Kardeşi

5-Rüzgâr ve Uçurtma

Bebek ve çocuklar için masallar nasıl seçilmeli?

Bebekler için seçilen masallar içerik olarak korkutucu olmamalı. Eğer video veya bir ses dosyası kullanılıyorsa müzik ve okuyan kişinin sesi bebeği rahatsız etmemeli. 2 yaş altı çocuklara masal videosu telefondan seyrettirilmemeli. Bunun yerine sesi dinlemesi sağlanmalı. Anne baba da masala mümkünse eşlik etmeli. Masala eşlik etmek illaki sözlü olarak olmayabilir. Çocuğu okşamak, sarılmak, arada masalı mırıldanmak da iyi bir yöntemdir.

Bebekler ve küçük çocuklar için masallar mümkün olduğunca tekerleme gibi sözcüklerden oluşmalıdır. Bu özellikle bebekler için masallar seçilirken dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Çünkü masala aynı zamanda melodik bir ses kazandırır. Çocuk masallarının da içeriğine dikkat edilmeli olumsuz bildirimler içeren masallar elenmelidir. Bir dünya klasiği olmasına rağmen “Kırmızı Başlıklı Kız” çocuk için hem korkutucu hem de olumsuz mesajlar içermektedir. Aslında bu masal Orta Çağ Avrupa’sında ergen kız çocuklarının yaşadığı bazı durumları anlatır. Masalın yazılış sebebi farklıdır.

İlginizi çekebilir: Çocuklara kitap seçilirken nelere dikkat edilmeli?