Ana SayfaYaşamÇocukları öğrenmeye teşvik edebilmek için ip uçları

Çocukları öğrenmeye teşvik edebilmek için ip uçları

-

Çocukları öğrenmeye teşvik edebilmek için ip uçlarını röportajımızda Eğitim Bilimci Dr.Özgür Bolat verdi.

Dr.Özgür Bolat: Her şeyden önce çocuk mutlaka öğrenme sürecine girmelidir. Çocuklara şunu sorduk “Bir hayvanın güçlü olup olmaması ile yuvasının şekli arasında ilişki var mıdır?”. Çocuklar, hayvanları araştırmaya başladılar ve güçlü hayvanların savunma ihtiyacı az olduğu için yuvalarının çok korunaklı olmadığını keşfettiler. Bu keşifle birlikte bazı güçlü hayvanların yuvalarının ise küçük olduğunu keşfettiler. Bunu araştırdıklarında ise yuvası küçük olan güçlü hayvanların yumurtlayarak ürediklerini gördüler. Konuya “üreme” de dahil oldu. Çocuk tam “cevabı buldum” derken karşısına doğal olarak farklı bir soru çıkıyor ve keşifler ardı ardına geliyor. Burada çocuğun kendisini keşfetmesi, onu öğrenme sürecine sokuyor. Öğrenme sürecine giren çocuk 4 saat konsantre olabiliyor. Ancak siz çocuğu öğrenme sürecine sokamazsanız çocuk sıkılacaktır. Öğrenme sürecine dahil olmada hiperaktivite sorun yaratmaz, hiperaktivite sınıf ortamında sorundur.

Çocuğa kapasitesinin altında bir iş verildiğinde çocuk bunu yapmaktan sıkılacaktır; çok zor bir iş verdiğinizde ise çocuk endişe duymaya başlar ve bu devam ederse de öğrenilmiş çaresizlik durumu yaşanır. Okullar ortalama bir kapasitedeki çocuklara yönelik ders işlediklerinden bu çizgide olmayan, üzerinde ve altında kalan çocuklar ya sıkılacak ya da endişe duymaya başlayarak okuldan soğuyacaktır. Siz bu çocuklar için evde öğrenme ortamı yaratmalısınız.

“Bir başka yol da çocuklarla evde deney yapmak. Ben deneyi 3’e ayırıyorum.”

Öğrenme ortamı evde nasıl oluşturulabilir?

Mesela, çok televizyon seyreden bir çocuğa bir ödev verdim (yaşına uygun olması önemli). Çocuktan televizyonda gördüğü erkek ve kadın karakterlerin mesleklerini analiz etmesini istedim. Çocuğun çok hoşuna gitmiş ve annesi beni arayarak bir ödev daha vermemi rica etti.

Bir başka yol, evde çocuklarla deney yapmak. Ben deneyi 3’e ayırıyorum.

Gösteri deneyi: Çocuğa deneyi gösteriyorsunuz.

Reçete deneyi: “Hadi böyle yap.” diyorsunuz.

Araştırma deneyi: Çocuk kendi araştırıyor.

Çocuğun kendisinin araştırması önemlidir. Bunu temin etmek için çocuğa bir soru sorun. Çocuğun yaşı ve seviyesine göre bir soru olmalı. Örneğin, 3 tane renk verelim çocuğa ve soralım “Hangi iki rengi karıştırırsan yeşil olur?” Bir bilim insanı öncelikle hipotez kurar. Çocuktan da bunun hipotezini kurmasını isteyin. Çocuk “Hipotez de ne ?” diyebilir ama zamanla öğrenecektir. Üç yaşındaki çocuklar hipotez kurabilir.

Evde öğrenme ortamı yaratılabilmesi açısından okurlarımıza bunu örnekleyebilir misiniz?

Tabii. Çocuğa “maddenin sertliği ile sesi arasında nasıl bir ilişki var?” diye sorduğumuzu varsayalım. Çocuğun “Madde ne kadar yumuşak olursa o kadar ses çıkartır.” dediğini düşünelim. Buna cevap olarak siz “Aaa öyle mi? Yanlış düşünüyorsun.” derseniz çocuğun merakını öldürürsünüz. Ebeveynin söylemesi gereken “Hadi bunu test edelim.” olmalıdır. Ardından “Nasıl test edebiliriz?” sorusu ile çocukla birlikte düşünme süreci başlar. Beyin fırtınası yapılarak çeşitli olasılıklar üzerinde durulduktan sonra “O zaman gidelim 3 yumuşak, 3 sert madde alalım ve seslerini ölçelim.” denilebilir. Çocuk “Sesler nasıl ölçülür?” diye sorabilir. Burada bilgi verebilirsiniz. “Telefonda bir uygulama var bu seslerin seviyesini ölçebiliyor.” diyebilirsiniz. Yol gösterdikten sonra deneyi yaparak sonuçları not etmesini isteyebilirsiniz.

Bir başka örnek, elimizde metre olmadığını varsayalım. Evde de metre yok. Çocuğun kendi boyunu ve arkadaşının boyunu ölçmesini, sonucu karşılaştırmasını isteyelim. Bırakalım çocuklar bunun hipotezini kursun. Nasıl yapacağını kendileri bulsun.

Küçük yaşlardan itibaren düşünme şekli bahsettiğimiz yönde gelişen çocuk yedi, sekiz yaşına geldiğinde bir bilim insanı gibi düşünmeye alışmış olacaktır. Sadece o yaşta derinliği azdır ama gittikçe bilgi birikimi ile o derinlik de kendiliğinden oluşur. Bilim dallarında Nobel Ödülü alan insanlar böyle yetişiyor.

Çocuğa öğrenme ortamı yaratmak lazım. Üstün zekâlı insanlara baktığınızda bu insanların heyecanı ne yöndeyse evleri de onu yansıtmaktadır. Çocuğun heyecanı dinozorsa evi dinozorla dolu, heyecanı uçaksa evi maket uçaklarla ve mekanizmalar dolu olması lazım.