Çocukların kimi zaman toprak veya buz yediğini duymuş ya da şahit olmuş olabilirsiniz. “Tuhaf görünen bu davranışlar aslında vücutta bazı maddelerin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Çocuklarda buz yeme davranışına pakofaji, toprak yemeye geofaji denir ve her ikisi de demir eksikliği anemisi belirtileridir. Türkiye’de gerek genetik yatkınlık, gerekse beslenme şeklimiz sebebiyle demir eksikliği anemisi sık rastlanılan bir durumdur.” diyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Hematolojisi, Prof. Dr. Cengiz Canpolat, demir eksikliği anemisi ile ilgili şu bilgileri verdi.
Demir vücudumuz için neden önemlidir?
Demir, yaşam için çok önemlidir. Protein sentezi, oksijen taşınması, elektron transportu, hücre solunumu, pek çok enzimin yapı ve işlevinde görev alır. Eksikliğinde sadece anemi değil, sinir sistemi, bağışıklık sistemi diğer sistemlerin işlevlerinde de bozukluk ortaya çıkar.Çocuklarda büyümeyi, zekâ gelişimini etkiler.
Demir eksikliği anemisi nedir?
Demir eksikliği çocuklarda en sık görülen besinsel eksikliktir. Dünyada yaygın olarak görülmektedir. En sık geç süt çocukluğu ile erken çocukluk döneminde ortaya çıkar. 6 ay ile 2 yaş arası en sık rastlanılan dönemdir. Bu yaşlarda alınan demirin büyüme hızına yetişememesi, diyetteki demir düzeyinin düşük olması, inek sütü alımına bağlı gelişen eksüdatif enteropati nedeniyle bağırsaktan kan kaybı demir eksikliğinin gelişmesine sebep olur.
İkinci sık görüldüğü dönem ise hızlı büyümenin ve normalin altında demir alımının olduğu ergenlik dönemdir. Kızlarda adet kanamalarıyla kan kaybı nedeniyle durum daha da ağır seyreder. Demir eksikliği olan çocukların yaklaşık üçte birinde ise anemi gelişir. Ülkemizde demir eksikliği anemisi okul öncesi dönemde %30-%40 oranında saptanabilmektedir.
Süt çocuklarında günlük demir ihtiyacı ne kadardır?
Süt çocuklarında 1mg/kg/gün olmak üzere maksimum 15 mg günlük demire gereksinim vardır. Düşük doğum ağırlıklı, düşük başlangıç hemoglobini olan veya anlamlı derecede kan kaybedenlerde günlük demir gereksinimi 2mg/kg’a çıkar. İnek sütü ve anne sütü 0.5-1.5mg/L demir içerir. Gerek anne gerekse inek sütü demir yönünden fakirdir ancak anne sütündeki demirin %50’sinin, inek sütündeki demirin ise sadece %10’unun vücut tarafından emilebilmesi nedeniyle anne sütü alan bebeklerde demir eksikliği görülme olasılığı çok daha düşüktür.
Bir bebeğin demir deposu ne kadar sürede boşalabilir?
Eğer beslenmede hiç demir yoksa veya kan kaybı meydana gelirse zamanında doğan bebeğin vücudundaki demir 6 ayda, erken doğan bebeğin ise 3-4 ayda tükenir. Anne sütü ile beslenmenin olmadığı, erken inek sütünün başlandığı veya ek gıdalardaki demir içeriğinin az olduğu durumlarda demir depoları erken tükenir. Büyüme, özellikle süt çocukluğu ve çocukluktan yetişkinliğe geçiş döneminde çok hızlıdır. Demir eksikliği anemisi demir depolarındaki demirin büyüme hızına yetişemediği yaşamın her döneminde meydana gelebilir.
Demir eksikliği anemisinin önemli diğer bir nedeni kan kaybıdır. Kan kaybı doğum öncesinde, doğumda ve doğumdan sonra oluşabilecek nedenlere bağlı olabilir. Geç süt çocukluğu döneminde meydana gelen kan kaybı gizli veya belirgin olabilir. Demir eksikliğinin kendisi bağırsaktan kan kaybına neden olabilir. Demir eksikliği olan bebeklerin %50’den fazlasında dışkıda gizli kan pozitiftir. Bu kanama demir verilmesi ile düzelir.
Demir eksikliği anemisi nedenleri nelerdir?
İnek sütü eksüdatif enteropati meydana getirmek suretiyle demir eksikliği ve anemiyle sonuçlanacak kronik gastrointestinal kan kaybına yol açar. Eğer günde 500ml den fazla inek sütü tüketiliyorsa ve demir eksikliğine ek olarak hipoproteinemi (protein düşüklüğü) ve hipokupremi (bakır düzeyi düşüklüğü) varsa nedenin inek sütü olduğu düşünülür. Bu durumda inek sütünün kesilmesi ve uygun dozda demir tedavisi ile anemi hızla düzelir.
Demir eksikliği daha seyrek olarak bağırsaktan kanama yapan hastalıklar sonucunda da görülebilir. Düşük doğum ağırlığı, az demir alımı veya hızlı büyüme ile açıklanamayan, demir tedavisine tatminkâr yanıt verdikten sonra tekrar eden, hızlı gelişen ve derin olan, oral demir tedavisine yeterli yanıt vermeyen, gözle görülen kanama olmamasına rağmen dışkıda gizli kan testinin devamlı pozitif olduğu anemilerde kan kaybı mutlaka düşünülmelidir. Kan kaybının diğer nedenleri burun veya diş etlerinden kanama ve kızlarda adetlerle kan kaybıdır.
Yaygın emilim bozukluğu sendromuna bağlı demir emiliminin bozulması demir eksikliği anemisinin sık görülen bir nedeni değildir. Ağır demir eksikliği barsak mukozası üzerine etki ederek ikincil emilim bozukluğu meydana getirebilir ve bu durumda sadece demirin değil, ksiloz, yağ ve A vitamininin emilimi de bozulabilir.
Demir eksikliği bulguları nelerdir?
İştahsızlık erken ve yaygın bir bulgudur. Büyüme ve gelişme geri kalır, hasta persantil kaybeder. Pika görülür. Buz yenmesine, pakofaji, toprak yemeye geofaji denir. Dilde düzleşme ve yutma zorluğu meydana gelir. Sızıntılı bağırsak sendromu ve eksudatif enteropati oluşur. Malabsorbsiyon sendromu (besinin sindirim sisteminde emiliminin bozulması) meydana gelir.
Demir eksikliğinin merkezi sinir sistemine etkileri sonucu huzursuzluk, yorgunluk ve aktivite azalması, mental ve motor gerileme, iletişim bozuklukları, kavrama dikkat ve okul becerilerinde bozulma ve ağlarken katılma nöbetleri meydana gelebilir.
İmmünolojik sisteme etkisinden dolayı demir eksikliğinde enfeksiyonlara yatkınlık, hastalık iyileşmesinde uzama, üst solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığında artma, laboratuarda bağışıklık sağlayan hücrelerin dönüşümünde ve öldürme işlevinde azalma ve deri duyarlılığında azalma meydana gelir. Kemik iliğinde kan yapımında bozulma, eritrosit ömründe kısalma, hem ve globin zincir sentezinde bozulma meydana gelir.
Vücutta demir bazı önemli enzim sistemleri içinde yer almaktadır. Demir eksikliği durumunda bu enzimlerin de yetersiz çalışması sonucu çabuk yorulma, protein sentezinde azalma ve ilaç metabolizmasında bozulma, hücresel elektron naklinin ve enerji metabolizmasının bozulması, bakteri öldürmesinde bozulma sonucu sık enfeksiyonlar ve ürik asit metabolizmasında bozukluklar meydana gelir.
Hastanın hemoglobini, MCV, MCH ve MCHC değerleri yaşa göre normal değerlerin altındadır ve eritrosit dağılım genişliği (RDW) artmıştır. Periferik kan yaymasında alyuvarlarda solukluk, hacimlerinde azalma şekil ve büyüklük bozukluğu saptanır. Kanamanın eşlik ettiği ağır DEA hariç retikülosit sayısı genellikle normaldir.
Ağır demir eksikliğinde trombosit sayısında azalma, bağırsaklardan kanama varsa trombosit sayısında artma görülür. Serbest eritrosit protoporfirin (FEP) düzeyi artar. FEP vücut demir depoları biter bitmez yükselir. Anemi ve mikrositoz daha ortaya çıkmamışken FEP’nin yükselmesi tedavi endikasyonudur. Serum ferritin düzeyi düşer ve 12 ng/ml’nin altında olması DEA tanısını koydurur. Ferritinin akut faz reaktanı olması nedeniyle bakteriyel veya parazitik enfeksiyonların varlığında, malinitede ve kronik enflamatuar durumlarda yüksek çıkıp DEA tanısını engelleyebilir. Serum demirinde azalma ve demir bağlama kapasitesinde artma DEA’nin varlığına işaret eden diğer testlerdir. Ancak serum demir miktarının ölçülmesi yaşa , cinsiyete ve laboratuar metoduna göre farklılık gösterdiğinden, günlük değişikliklerden etkilendiğinden ve hafif veya geçici bir enfeksiyonda düştüğünden genellikle tercih edilen bir test değildir ve DEA tanısında kullanılması önerilmez. Serum transferrin reseptör düzeyi ise demir eksikliğinin hassas bir testidir ve diğer testlerle korelasyon gösterir.
Demir eksikliği anemisinin en güvenilir kriteri 3mg/kg dozda oral yolla verilen ferröz sülfat tedavisine 5-10 gün içinde alınan retikülosit yanıtı ve bir ay içinde hemoglobin düzeyinde saptanan 1 gr/dl gibi bir yükselme görülmesidir. DEA’nin tanısında güçlük çekilen durumlarda kemik iliği incelenmelidir. Kemik iliğinde boyanabilen demirin azalması veya kaybolması tanıyı destekler.
Demir eksikliğinden daha seyrek olarak çocuklarda hipokromik anemi yapan nedenlerin başında talasemi ve kurşun zehirlenmesi gelir. Diğer hemoglobin yapım bozukluğu hastalıklarından H ve E hastalığı, hemoglobin Köln ve Lepore de benzer bir anemi meydana getirir. Kurşun yanısıra hem sentezini bozan pirazinamid ve izoniazid de hipokromik anemi yapar. Diğer nedenler arasında sideroblastik anemiler, kanserler, kronik enfeksiyon ve iltihap durumları, bakır eksikliği ve protein malnütrüsyonu (trafnsferrin sentezi azalır) ve nefrotik sendrom (idrarla transferrin kaybedilir) sayılabilir.
Demir eksikliği anemisi gelişmemesi için neler yapılmalıdır?
Öncelikle alınabilecek önlemler şöyledir;
1- en az 6 ay anne sütüne devam edilmeli
2- ek gıdalara geçildiğinde demirden zenginleştirilmiş gıdalar kullanılmalı.
3- inek sütünü bir yaşından sonra başlamalı ve günde en fazla 500 ml ile sınırlamalı
4- ek gıdalarda demirden zengin besinler tercih edilmeli
5- düşük doğum ağırlığı olan bebeklere ilave demir takviyesi yapılmalı
6- çay, fosfatlar ve fitatlar diyetten çıkartılmalı.
7- Demir emilimini arttırmak için kırmızı et gibi demir zengini besinler C vitamini içeren (limonlu salata vbg.) gıdalarla yenilmelidir.
Demir eksikliği anemisi tedavisi nasıl yapılmaktadır?
Oral demir preparatı olarak ferrik demirin emilimi az olduğundan ferröz demir içeren bir preparat kullanılmalıdır. Günlük doz 3-6 mg/kg dır. Sindirim sistemi tolere etmeyen çocuklarda demir ilacının gün aşırı verilmesinin yeterli etkiyi yaptığı gösterilmiştir. Tedavi süresi hemoglobin ve MCV normale geldikten sonra 6-8 haftadır. Bu sürede boşalmış demir depolarının dolması sağlanır. Tedaviye cevap 4 hafta sonunda kontrol edilir. Hemoglobinde 1gr yükselme sağlanamamışsa hastanın tedaviye uyumsuzluğu, dozun yetersiz oluşu, tedavi süresinin kısalığı, tanımlanamayan inatçı kan kaybını ve altta yatan başka bir hastalığın varlığı düşünülmelidir.
Parenteral demir tedavisi oral alımı (ağızdan, sindirim yoluyla alımı) tolere edemeyen, demir emilimini bozan bir barsak hastalığı olan, kronik kan kaybı olan ve demir depolarının hızlı dolması gereken hastalarda kullanılır. Bu durumda demir ilacı kas içine veya damar içine verilmelidir.