Birey yaşamı sırasında ilişkilerinde, okul ya da iş yaşantısında, kendisini yeterli, yaptıklarını işlevsel ve önemli hissediyorsa “öz güvenli” olduğundan söz edilebilir. Öz güveni olan kişiler, çocukluklarından itibaren kendine değer veren, çevrelerinden değerli olduklarını duyarak buna inanmış kişilerdir. Yaptıkları çevrelerindeki erişkinler tarafından iyi, gerekli, zamanında yapılmış davranışlar olarak tanımlanmıştır. Erişkin yaşantıya geldiklerinde öz güvenli insanlar önemli, yararlı işler yapmaya istekli, enerji düzeyi yüksek, kararlı, cesur kişiler olarak sosyal yaşantıda kendilerini gösterirler. Yaptıkları planlar ve elde ettikleri sonuçlar karşısında memnuniyet duyarlar.
Doğuştan yetenekli veya bazı konularda başarı sağlamış bir birey doğal olarak da öz güvenli midir?
Bazı işleri başarmış olmak ya da doğuştan özel yeteneklere sahip olmak öz güvenli olmayı beraberinde getirmez. Birey herhangi bir başarı yaşadığında ya da çabasıyla elde ettiği sonuçların diğer insanları etkilediğini gördüğünde bile kendini “etkili”, “başarılı” hatta “yeterli” olarak tanımlamayabilir. Başarısının sürmeyeceği, sürse de kendi çabası dışındaki etkenlerle (rastlantı, bir başkasının anlık başarısızlığı gibi)şekilleneceğine inanır. Böyle kişiler “öz güven eksikliği” yaşamakta olan bireylerdir. Sıklıkla tedirgin, elde edilmiş olumlu sonuçların bile tadını çıkaramayan kişiler olarak yaşantılarını devam ettirirler.
Öz güven eksikliği yaşayan çocuklarda ne tip kaygılar, sıkıntılar ön plana çıkar?
Öz güven eksikliği yaşayan ve bu nedenle çeşitli konularda verdiği kararlardan, alacağı sonuçlardan sürekli endişe duyan çocuklar kararsızlık yaşarlar. Performanslarıyla ilgili sürekli bir kaygı duyarlar. Başkalarının sözlerinden çok etkilenir, kendi kararlarını onların görüşleriyle şekillendirirler. Öz güven sorunu olan bireyler elde ettikleri başarıları küçümser, başarısızlıklarını fazlaca önemserler. Bu olumsuz duygu yükü bütün yaşantılarına yayılır. Psikiyatrik rahatsızlıklardan kaygı bozuklukları ve depresyon özgüven eksikliği yaşayan bireylerde sık görülmektedir.
Başkalarının değer yargılarını çok önemseyen bireylerde başka fikirleri öğrenmek farklı etkiler yapar. Öz güven eksikliği olan çocuk bazen tamamen çekinik, pasif dururken kararı bir arkadaşına bırakır, son sözü söylemekten kaçınır. Bildiği halde sorulan soruların yanıtını söylemekten kaçınır, hakkını savunmaktan kolayca vazgeçer. Bazen kendisine sunulan yapıcı eleştirileri hakaret olarak algılar, incinir. İlişki kurmaktan kaçınabilir. Sosyal ya da akademik alanda başarı göstermesi bu koşullarda zorlaşır.
Öz güven eksikliği olan çocuk yetiştirmemek için ebeveyn nelere dikkat etmeli, nasıl bir tutum sergilemeli?
- Eleştirel, sert, kuralcı yanlarınızı gözden geçirin
- Sürekli uyararak eğitim vermek zorunda hissetmeyin, çocuk sadece sizinle yaşarken de bir çok davranış biçimi öğrenir
- Aşağılamayın, komik duruma düşürmeyin, alay etmeyin
- Yargılamayın
- İyi yaptığı şeyleri ve iyi yapmak adına gösterdiği çabayı görün, destekleyin, onunla mutlaka paylaşın
- Kötü olanı, yakışıksız bulduğunuz tavırları her seferinde uyarmayın, görmezden gelin, kendinizi tutamayacaksanız oradan uzaklaşın
Dr. Emel Bellibaş
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi