İstediğiniz yiyeceklerden özgürce yiyebilmek ve üstüne üstlük kilo vermek hayal gibi görünse de aslında alınacak küçük önemlerde mümkün. Böyle bir hayali gerçekleştirebilmek için ise dışsal çeldiricilerin tuzaklarına düşmemek, bunun için de çevremizi yeniden düzenlemek gerekli. Diyetisyen önerilerine ek ve tamamlayıcı bir yol olarak çevresel faktörlerin farkına varmalıyız.
Geleneksel diyet kitapları, diyetisyenlerin ve beslenme alanında çalışma yapan kişilerin tavsiyeleri besinler üzerine odaklanır. Temel çıkış noktaları besinler, besinlerin yapısı ve insan vücuduna etkileridir. Elbette bu gibi kitapları okuyarak ve diyetisyenlerin tavsiyelerini dinleyerek hangi besinlerin sağlığımız için daha faydalı hangilerinin ise daha zararlı olduğu konusunda bilinçlenebilir ve diyetimizi buna göre düzenleyerek hem kilo verebilir hem de sağlıklı beslenebilirsiniz.
Kilo problemi olan veya doğum sonrası kilolarını vermekte zorlanan annelerden zaman zaman duyduğumuz şeylerden biri de farklı diyetler uyguladıkları ancak yine de kilo verme konusunda başarılı olamadıkları yönündedir. Tüm diyetisyen önerilerine ek ve tamamlayıcı bir yol olarak çevresel faktörlerin farkına varmak ve bunları sizi daha çok yemeye değil, daha az ve daha sağlıklı yemeye yönlendirecek şekilde şekillendirmek önemlidir.
- Hiç, kurumuş, sem sert ve tadı artık çok kötü olmuş son bir parça kurabiyeyi, yediniz mi?
- Paketin dibinde kalmış, yumuşamış patates cipsini bitirdiniz mi?
Bu tip sorulara evet yanıtı vermek bize aslında yiyecekleri sadece lezzetli oldukları için yemediğimizi de gösterir. Tatları güzel bile olmayan yiyeceklerden aşırı yiyebilmemizin sebeplerinden biri, çevrede onları yememizi söyleyen işaretler olmasıdır. Yediğimiz her parçadan sonra durup doyup doymadığımızı düşünmek yerine bize doyduğumuza inandıracak işaretleri ya da ipuçları ararız.
- Masada yiyecek hiçbir şeyin kalmaması,
- Elimizdeki cips paketinde hiç cips kalmaması,
- Tabağımızdaki yiyeceklerin bitmesi,
- Masadan herkesin kalkmış olması durmamızı gösteren işaretlerken,
- Elimizdeki dondurma kâsemizin içinde hala biraz dondurma kalması, hala yemeye devam etmemizi gösteren bir sinyaldir. Kâsedeki dondurmanın aromasından nefret etsek bile.
Kilo vermenin önündeki en büyük engel psikolojik faktörler
Zayıflamak ya da daha sağlıklı beslenmek için verilen diyet listelerinin önündeki en büyük engellerden bir tanesi aslında psikolojik faktörlerdir. Sadece o listedeki belli yiyeceklerden belli miktarlarda yememiz gerektiğini bilmek ve diğer bize zevk veren ve belki de günlük yeme alışkanlığımız olmuş bazı yiyeceklerden uzak durmak zorunda kalırız. Diyet listesine bağlı olarak yapılan diyetlerde kendimizi bazı yiyeceklerden mahrum bırakırız: Bazen karbonhidratlar, yağ, kırmızı et, çikolata, cips vb. Bu tarz mahrumiyet diyetlerinde bedenimiz, beynimiz ve günlük çevremiz onlara karşı savaş verir.
İşte bu noktada bilinçsizlik sınırı devreye girer. Bazı yiyecekleri kendimize yasaklayarak duyduğumuz mahrumiyet hissini bilinçsizlik sınırıyla aşabiliriz. Nedir bu bilinçsizlik sınırı?
İnsanlar genellikle kademeli olarak kilo alır ve hatta nasıl kilo aldıklarını fark etmezler bile. Kilo aldıklarını, yazlık pantolonlarına aniden giremediklerinde fark ederler. Söylemeye çalıştığımız şey, çoğumuz bir gün önceye göre 100 kalori az ya da fazla yediğimizi fark etmeyiz. İşte bu nokta bilinçsizlik sınırıdır. Bilinçsizlik sınırı, farkında olmadan biraz az ya da biraz çok yediğimiz noktadır. Günlük aldığınız kalorinin çok altında ya da üstünde kalori aldığınızda yani her gün yediğinizden çok az ya da çok fazla yediğinizde bunu hissedersiniz. Ancak, her gün yediklerinizden sadece biraz daha fazla yerseniz bunu fark etmeyebilirsiniz. İşte, bu farkına bile varmadığımız sinsi kaloriler bize yıl sonunda bir iki kilo fazla olarak geri döner.
Ancak, güzel haber ise, bu kalorileri günlük olarak biraz daha az almaya başladığımızda bunu da fark etmeyiz. Ve bu da yılın sonunda zayıflama olarak bize geri döner. Mahrumiyet hissi yaşamadan günde 100-200 kalori az yemek mümkün, bunun en iyi yolu da mahrumiyet hissi yaşamadan yapmaktır. Günlük yiyeceklerimizden 100-200 kalori çıkarmayı ise fark bile etmeden çevresel uyaranların etkisini azaltarak yapmak mümkün.
