Geçmişte 1800’lü yıllardan bu yana uzmanların dikkatini çeken ve 1943 yılında tanımlanıp adı konulan “Otizm Spectrum Bozukluğu” tekrarlayıcı davranışlar, toplumsal ve duygusal etkileşimde farklılıklarla seyreden bir nörogelişimsel bozukluktur. Birleşmiş Milletlerin aldığı kararla tüm dünyada 2008 yılından beri 2 Nisan “Dünya Otizm Günü” olarak kabul edildi. 2 Nisan günü başlayan “Otizm Ayı” bu alanda araştırmaların teşvik edilmesi, toplumun erken teşhise olanak sağlaması amacıyla bilgilendirilmesi ve farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. Dünya genelinde bu ay içerisinde farkındalık aktivitelerinin gerçekleştirilmesi teşvik ediliyor.
Otizm bu alanda yapılmış pek çok çalışmaya karşın henüz sebebi tam olarak bilinmeyen bir sorundur. Hafif, orta ve ağır olarak tanımlanan otizmin tanısı klinik değerlendirme sonrası mutlaka bu alanda eğitim görmüş bir tıp doktoru tarafından konur. Genellikle sosyal ve duygusal alanda sorunlar, sözel becerilerde kısıtlılık vardır. Bulguların çocuk 30 aylık olmadan önce başlaması gerekir. Bu çocuklar doğumdan itibaren farklıdır. Eğer ailenin ikinci çocuğu ise aile bu durumu daha erken fark edebilir. Fazla ağlamayan, genellikle tepkisiz, fazlaca uslu denilebilecek bebeklerdir. Ancak bulgular yaşa göre değişiklik gösterir.
Otizmde erken tanı ve tedavi sorunun gidişatını değiştiren en önemli adımlardandır. Ailesinde otizimli birey olmayanların da otizmin ne olduğunu anlayıp, bunun farkına varıp yapacakları bir çok şey vardır. Bunların başında; Çocuklarının sınıfındaki otistik çocuğun okuldan atılması için okula baskı yapmayı bırakmak gelebilir. Bu gibi davranışlar hem kendi çocuklarınıza kötü örnek teşkil edecek hem de otizm ile mücadele eden aileyi incitecektir. Oysa otizmli bir çocukla aynı sınıf ortamında büyümek, diğer çocuklar için bir engel değildir. Aksine onların ilerideki hayatları için önemli bir yaşam deneyimidir. Ayrıca tüm yetişkinler tüm çocukların haklarını savunmayı görev edinmelidir. Otizmli çocukların haklarını, en başta eğitim haklarını savunmak her erişkin için bir görev olarak algılanmalıdır.
Otizmli çocuğu olan ailelerin bu konuda yaptıkları mücadelede onların yanında olup destek vermek önemlidir. Bunun dışında yetişkinler sokakta, parkta otizmli çocuklara garip garip bakmayarak, anlamsız sorular sormayarak kendi çocuklarına erdemli olmak konusunda iyi birer örnek olabilirler. Olumsuz yöndeki davranışlar otizmli çocuklar ve aileleri için büyük haksızlıktır. Bu sebeple 2 Nisan tek bir gün değildir. Tüm nisan ayı boyunca otizm anlatılacak, etkinlikler yapılacaktır. Herkesin bu etkinlikleri izleyerek, otizm ve otistik çocuklar hakkında çok şey öğrenme fırsatı da olacak. Sadece izlemekle yetinmeyip, etkinliklere destek olanların kendileri ve çocukları için önemli bir gelişim fırsatını yakalamış olacaklarını unutmamaları gerekir.