Ana SayfaÇocukÇocuk SağlığıYaz mevsiminde çocuk hastalıkları ne yazık ki tatil yapmıyor!

Yaz mevsiminde çocuk hastalıkları ne yazık ki tatil yapmıyor!

-

Çocuklar sadece kış aylarında hasta olmazlar. Yaz mevsiminde çocuk hastalıkları maalesef tatile çıkmıyor. Sıcak ve nemli hava, döküntülerin artmasına isilik gibi durumlara yol açabiliyor. Böcek sokmaları, güneş çarpmaları ve zehirlenmeler yaşanabiliyor. Bunların yanı sıra bulaşıcı hastalıklar da toplu bulunan alanlarda, havuz gibi ortak kullanılan yerlerde kol geziyor.

Yaz mevsiminde çocuk hastalıkları ne yazık ki tatil yapmıyor!

İsilik rahatsız edicidir

İsilik, ter bezlerinin tıkanması sonucu oluşur. Kaşıntı sonucunda deride tahribat oluşursa enfeksiyonda tabloya eklenebilmektedir. İsiliği önlemek için sık banyo yapılması, pamuklu giysiler giyilmesi ve derinin mümkün olduğunca hava alması gereklidir.

Bebeğinizin konforu için pişiği önleyin

Pişik, bebeklerde en sık görülen deri hastalıklarından birisidir. Pişikler, bebeğin bez kullandığı dönem boyunca tekrarlayabilir, yazın sıcak ve nemin etkisi ile görülme sıklığı artabilir. Bunun için bebeğin bezi sık sık değiştirilmeli, mümkünse altı ılık suyla durulanmalıdır. Özellikle bebek cildinin hassas olduğu ilk aylarda ıslak mendil alt temizliğinde kullanılmamalıdır. Her bez değişimi sonrası çinko oksit içeren pişik koruyucu kremlerin kullanılması pişiklerin önlenmesinde faydalı olacaktır.

İshal ölümcül olabilir

Yazın ishale yol açan nedenlerin başında enfeksiyonlar gelmektedir. İshal en sık 0-5 yaş grubunda görülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ilk 2 yaştaki ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Hafif ishal vakalarında tedavi evde yapılabilir. Bu durumda anne sütü alan bebekler emzirmeye devam edilmelidir. Orta ağırlıkta ishal vakalarında hastanede ağız yolu ile sıvı tedavisine başlanmaktadır (elektrolit solüsyonları). Ağır ishal vakalarında hastaya hastaneye yatırılarak damar yolu ile sıvı tedavisi uygulanmalıdır. Dışkıda kan ve iltihap hücreleri varlığında veya ishalin 7 günde düzelmemesi durumunda dışkı kültürü alınmalı ve gerekiyorsa antibiyotik tedavisi başlanmalıdır.

Kızarıklık 1. derece yanık olabilir

Çocuk açık tenli, sarışın veya kızıl saçlı, renkli gözlü, çilli ise güneş yanıklarına karşı daha hassas olabilir. Uzun süre güneşe maruz kalındığında ciltte önce kızarıklık oluşur, birinci derece yanık olarak adlandırılır. Daha uzun süreli hasarlarda cilt üzerinde su dolu kabarcıklar izlenmektedir. Bu durum da ikinci derece yanık olarak teşhis edilip, müdahalesi bu doğrultuda yapılmalıdır.

Çocuğunuz gölgede bile yanabilir

• Çocuklar, güneş ışınlarının en yoğun geldiği 11:00- 16:00 saatleri arasında güneşe çıkartılmamalıdır.
• Çocuklara açık renk, pamuklu kumaştan, bol giysiler giydirilmeli ve başına geniş siperlikli şapka takılmalıdır.
• Güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce güneş koruyucu faktörü (SPF) 30’dan yüksek olan (açık tenli çocuklar ve bebekler için koruma faktörü 50’nin üzerinde olmalı) koruyucu losyon sürülmeli ve 3-4 saat ara ile tekrar edilmelidir.
• Çocuk gölgede bile olsa kum ve denizden ya da havuzdan yansıyan ışınlardan etkilenip yanabileceği unutulmamalıdır.
• Çocukların gözlerini güneşten korumak için UV korumalı güneş gözlüğü alınmalıdır.
• Bronzlaşmak isteyen ergenler mutlaka koruyucu losyon kullanmalıdır. İlk gün güneşte 15-20 dakika kalmaları, daha sonra bu süreyi her gün 5 dakika artırmaları uygundur.

Rüzgarsız ve sıcak havada güneş çarpması riski yüksek

Küçük çocuklar güneşe ve sıcağa karşı daha hassas bir yapıya sahiptirler. Çok sıcak günler, terlemeyi zorlaştıran nemli hava, güneş ışınlarının en etkili olduğu öğle saatleri, rüzgarsız günler güneş çarpması riskini artırmaktadır. Çocuğunuzda yazın dışarıda oynadıktan sonra; deride solukluk, baş dönmesi, 38-40 derece ateş, zayıf nabız, terleme varsa güneş çarpmasından şüphelenmelisiniz. Eğer havale, solunumda düzensizlik, 45 derece üzerinde ateş, deride kızarıklık gibi belirtiler varsa sıcak koması söz konusudur.

Böcek sokmasında ilk müdahale

Böcek sokması   durumunda, ısırılan bölgeye soğuk kompres ve buz uygulanmalı, iğne veya cımbızla çekilerek değil bıçak sırtı ile sıyırarak uzaklaştırmaya çalışılmalıdır. Kaşıntıyı azaltmak için çeşitli pomatlar sürmenin yanı sıra ağızdan şurup da verilebilir. Eğer ağrı varsa şurup alınabilir. Arı sokmasında nadiren anafilaksi adı verilen şok tablosu gelişebilir ve acil müdahale gerektirebilmektedir.

 

Uz. Dr. Gökçe Günbey Elemen